Anadolu’nun, Smyrna’dan başlayan düzlükleri, merdiven basamakları gibi yükselirken en son topraklarımda geçip biter.
Bir geçittir merkezim. Kuzeydekiler güneye inmek, aşağıdakiler yukarı çıkmak için varırlar bana
Engebeli arazim içinde, yer yer volkanik dağlar, yer yer Türkiye’nin en önemli sıra dağlarını yer alır,
Dağlarımdan fışkıran lavlarım sayesinde oluşmuş ülkemin en büyük gölünü çevrelerim,
Bataklıklı birkaç yaylamı saymazsanız, gölüme kıyı olmuş Rahva Düzlüğümün dışında hiç düzlüğüm yoktur,
Erimiş kar sularım o kadar çoktur ki nereye gideceğini şaşırmışlar, hem göl hem denizi besler olmuşlar,
İklimim serttir. 4 ay kalkmayan karlar yüzünden yollarıma düşen çığlardan bazen köylerim ile irtibatım kesilir,
Sarp yamaçlı dağlarımın aralarında Anadolu’nun tüm vahşi yaşam hayvanları ben de barınır,
Çok gelişmiş değilimdir, ancak tütün ve içki fabrikam da çalışanlar ile ayakta kalabilmişimdir,
Ama ceviz ile tütünüme diyecek yoktur. İnsanlar ben de yetişen bu 2 bitkinin keyfini sürerek yaşarlar,
M.Ö. 1000’li yıllarda Urartular, aşiretleri yönetilmesi kolay olmadığından, ulaşılması zor vadilerde yaşatmak yerine, merkezi bir yerde toplama politikası nedeniyle merkezime kurulmuş kalem vardır,
Yerli halkım olan Kürt, Ermeni, Süryanilerin hiçbir zaman, hiç birini benimsemediği, Persliler, Romalılar, Araplar, Moğollar, Osmanlılar derken en son da Türklerin yönetimine girmişim,
Stratejik önemim nedeniyle bir Askeri okul bir de Amerikan Koleji açılmıştır merkezimde,
Anadolu’yu mesken eden Türklerin Malazgirt ovası hemen yanımdadır,
Alpaslan’ın seçtiği, İslam âleminin ilim, kültür ve ticarette en önemli 3 şehri “Kubbetü’l İslam” şehirlerinden Buhara ve Belhden sonra 3.sü benim bir ilçemdir,
Şimdilerde merkezimde, ilçelerimde farklı bir lezzete bir yaşamı tadabilirler, içimden geçen 4 akarsu üzerinde ki 24 köprü ile bir o tarafa bir bu tarafa gider gelebilirler,
İyi geçit, bir durak sayıldığımdan 5 minareli camim 🕌 çokça kervansarayım han ve hamamım vardı