b_İL_mece 63

Dik Vadiler içinden gelip geçen erkek nehir benden geçerken öyle gürleşti ki sularını biriktirdim, biriktirdim susuz topraklara su basar oldum,

Nehirimim genişliğini görenler, kıyılarında limanlar, limanlarında gemiler yapıp öyle gezinirmiş üzerinde,

Ceylan da Kurtta Tilki de barınır topraklarım da ama en çok, Etiyopya’nın, Mısır’ın Nil’linden kalkıp gelen Kelaynakların yazlık memkeletiyimdir ben,

Hani, hangi yemeğimi beğenmezler ki diye sorulduğunda, iştahla ciğerlerimi, kebaplarımı yiyenler ağzı acıdan yanarken, dut yemiş bülbül gibi cevap verememiş susup kalırmış,

Bağdat-Hicaz yolu üzerindeyimdir, demiryolu istasyonumdan geçen Hac trenlerine gururla selam veririm,


En eskilerde, Makedonyalı İskender gelince adım önce Edessa, sonra da Osroene olmuş,

Verimli toprakların Hilal’inde olduğumdan Anadolu’nun ticaret tarihde hep önemli bir merkez olmuşum,

Türkler gelince Anadolu’ya, Türkmenler yerleşmiş bana ve çevremdeki topraklara ama hala İstenmezler Türkmenler buralarda da, Şah’ım Süleyman’ım sayesinde tutunurum köklerime,

Hurriler yaşamış benim topraklarımda sonra Mitanniler, Aramiler, Asurlular, Makedonyalılar, Bizanslılar,


Ama gelince İngiliz’i, Fransız’ı, tepem atmış hepsini kovmuşum adıma yakışan Şanlı Bayrağımı dikmişim Kral Nemrut’un sütunlarının üstüne,

Aşağı halkım, Anadolu’nun ilk üniversitesine gitse de 45 ˚C hava sıcaklığında içleri buz gibi olan arı kovanı gibi evlerde yaşarlar serin serin,

Ezber bozam Göbekli Tepelerim vardır bir de… Eskilerde tapınmak yok denilirken bile dinsel mabetler kurulmuş topraklarımda,

Nasıl dinsel tapınaklarım kurulmasın ki?  Ademlerin, Havvaların yaşadığı bu Cennet topraklarımda? Huriler olur da, Peygamberler olmaz mı canım? Mancınıktan ateşe atılanı, balıklarla yüzeni de, çile çekmek için mağarada yaşayanı da geçmiş topraklarımda