b_İL_mece 57


Topraklarımı, aramıza koyduğum Kuzey sıradağları ile Anadoludan saklamışım,

Adım, yörede yaşayan ΣΙΝΩΓΗΣ adında bir Amazon prensesinden geldiği düşünülür.

Herkesin bir tane burnu vardır ama benim dört tane burnum var. Hemi de birisi ince ama en uzun olanı,

Düzlüğüm olmayınca tarım, meram olmayınca da hayvancılığım gelişmemiştir ama öyle yeşilimdir ki ormanlarım gürgen meşe, kayın ile kaynar,

En çok Yılkı Atı beslenir topraklarımda, hele hele ormanlarımda yaşayan Çakal, Kurt, Tilki, Porsuk, Karaca, Sansarları bir görseniz keyiften zil takar oynarsınız,

Ama buralara dikelecek büyük bacadan sonra bu hayvanlar nerede yaşayacaklar acaba?

Türkiye’nin tek fiyordunu barındırırım da, pek kimse bilmez oraları.
Ancak gemicilik yapanlar bilir fiyordun güvencesini. Taaa M.Ö 12 yy’da gelirmiş Cenevizliler fyordumun bu güvenli koyuna.

Kara kara dalgalardan kurtulmak için Türkiyenin tek Kıstak (2 büyük kara parçasını birleştiren 2 tarafı su olan ince kara parçası) üzerine kurulmuş iliyimdir, bir tarafı iç liman bir tarafı dış liman diye anılır,


İş güç olmayınca, “Suhte” (İstihdam edilemeyen gençlerin hayduluğa dönüşmesi) ayaklanmalarında baş rol oynamışım, hal böyle olunca da ben de ki Cenevizliler kalesini öyle bir zindan yapmışlar ki kimse kaçamamış yıllar boyunca

Dış limanın çevresinde ki Beyaz kumlu sahillerinde Beyaz zambak ürerken, İç Limanın Kara kumlarının volkanik karalığına bakan kale de oluvermiş “Anadolu’nun Alkatraz’ı”,

Hani “Aldırma gönül aldırma…” dese de içi yanmış burada yatan şairleri